NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى عَنْ
إِسْمَعِيلَ
قَالَ
حَدَّثَنِي
قَيْسٌ عَنْ
أَبِيهِ
أَنَّهُ
جَاءَ وَرَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
يَخْطُبُ
فَقَامَ فِي
الشَّمْسِ فَأَمَرَ
بِهِ
فَحُوِّلَ
إِلَى
الظِّلِّ
Kays (İbn Abdi Avf el Haris'in)
babasından (rivayet edildiğine göre bir gün) Rasûlullah (s.a.v.), hutbe okurken
bu zat gelmiş (biraz sonra yerini yavaş yavaş gölgeye terk edecek olan)
güneş(lik bir yer)e durmuş (ve Hz. Nebii dinlemeye başlamış. Hz. Nebi onu bu
halde görünce biraz sonra güneşle gölge arasında kalacağını anladığı için ona
tamamen gölgeye çekilmesini) emretmiş, o zat da (bu emre uyarak) gölgeye
çekilmiştir."
İzah:
Bu hadis-i şeriflerde
Rasul-i zişan efendimizin, insanın vücudunun bir kısmım gölgeye alıp da bir kısmını
güneşte bırakmaktan nehyettiği ifade edimektedir. Çünkü insan vücudunun bir
kısmı gölgede iken bir kısmının güneşte kalması vücudunun birbirine zıt iki
müessirin etkisinde kalmasına sebep olur. Vücut iki zıt tesir altında kalınca
mizacı bozulur. Bu bozulma neticesinde vücut sıhhatini kaybeder.
Hafız Münzirî (4821)
no'lu hadisi ravilerinden birinin kimliği belli olmadığı gerekçesiyle tenkid
etmiştir.